Altyapılarda Spor Yapan Çocuklar ve Kalp Sağlığı Açısından Taramanın Önemi

Günümüzde ailelerde bilinç ve eğitim düzeyinin artması ile çocuklar daha çok spora yönlendirilmektir. Düzenli spor, her yaşta olduğu gibi çocukluk çağında da sağlıklı yaşamın önemli bir parçasıdır. Spor yapan çocuklarda büyüme ve gelişme daha iyi, şişmanlık daha az, kemik yoğunluğu daha fazla, fiziksel ve psikososyal gelişim daha iyi olmaktadır.

İnsanlar spor yaparken fizik aktivitenin ağırlığına göre vücudun oksijen gereksinimi artmaktadır. Artan oksijen gereksinimini karşılamak için kalp hızı ve kasılma gücü artarak kalbin pompaladığı kan miktarı artar. Yani sportif aktiviteler sırasında kalbin yükü artar. Sağlıklı kişilerde bu değişikliklere vücut uyum sağlar. Sağlıksız kişilerde ise önemli sorunlar yaşanabilir.

Çocukların spor yapmaya engel oluşturan bir problemi yok, herhangi bir kalp hastalığı saptanmamış ise spor aktivitelerini rahatlıkla yapabilir ve özellikle düzenli spor yapması için desteklenmelidir. Kalp hastalığı bulunan çocukların bazılarında spor açısından kısıtlanması gerekmez. Bu çocukların egzersiz kapasiteleri genellikle normaldir ve doktorları da uygun görüyor ise spor yapabilirler.

Bazı kalp hastalıklarda ise çocuğun “yarışma” gibi aşırı efor gerektiren aktiviteler yapması yasaklanır. Hastalığın türüne ve ağırlığına göre aktivite kısıtlaması gerekebilir ve daha az efor gerektiren aktivitelere yönlendirilirler. Spor aktivitelerinin riskli olması nedeniyle bazı doğuştan kalp hastalıkları (aort darlığı, koroner damar anormallikleri), kalp deliği olanlar, doğuştan kalp kası büyümesi (hipertrofik kardiyomiyopati), sağ kalp kası bozukluğu (aritmojenik sağ kalp), akciğer damar basıncının arttığı hastalıklar (pulmoner hipertansiyon, ameliyat olmuş bazı kalp hastalıkları, morarması olanlar ve ölümcül ritim bozukluğu olan bazı çocukların spor yapması kısıtlanır veya önerilmez.

Spor yapmaya başlamadan önce bütün çocukların mümkünse öncelikle aile hekimleri tarafından değerlendirmesi çok önemlidir. Bu değerlendirme için kan testleri, muayene ve elektrokardiyografi genellikle yeterli olabilmektedir. Bu şekilde, spor sırasında oluşabilecek istenmeyen durumlar ve ani ölüm riski azaltılabilir.

Doğumsal kalp hastalıkları her zaman bulgu vermediği ve hayatı tehdit eden durumlara neden olabileceği için her çocukta mutlaka bir kez de olsa kardiyolojik testler yapılması ve doğumsal hastalık olmadığının netleştirilmesi önerilir. Özellikle, aktif spor (lisanslı) yapacak her çocuğun mümkünse mutlaka bir ÇOCUK KARDİYOLOJİSİ UZMANI tarafından muayene edilmesi gerekir. Ayrıca lisanslı spor yapan çocukların ilk kalp muayeneleri normal olsa bile iki yılda bir kalp kontrollerini tekrarlamaları önerilir.

Yakın dönemde bir takımda çocukları taratmıştık. 1 çocuğumuzda ciddi trombosit düşüklüğü ve 1 çocuğumuzda aort kapak bozukluğu saptadık. Bu konu özellikle veliler ve antrenörler tarafından çok ciddiye alınmalıdır. Herkesin çocuk kardiyoloji uzmanına ulaşması belki mümkün olmayabilir ama en azından yarışmalı spor yapacak çocukların kendi aile hekimleri tarafından iyi bir şekilde muayene edilerek özellikle üfürüm duyulanların üst merkeze yönlendirilmesi de bir çözüm olabilir.

Çocuklar bizim geleceğimizdir, hep birlikte onları koruyalım.