Genç Sporcuların En Büyük Düşmanı

Ülkemizde özellikle son 15 yıl içersinde kapalı alanlarda sigara içilmesinin yasaklanmasıyla kanser, kalp damar hastalıkları ve akciğer ile ilgili hastalıklara bağlı ölüm ve maluliyet durumlarında gözle görülür azalmalar kaydedilmiştir. Ancak son 10 yıldır ülkemizde maalesef tam tersine özellikle 14-30 yaş arası gruplarda nargile tüketiminin giderek arttığını görmekteyiz. Popüler kültür, sosyal medya ve her yere açılan nargile kafeler bu tüketimin artmasında büyük pay sahibidir.

Konuya girmeden öncelikle nargileyi ele alalım. Nedir bu nargile? Öyle dışarıdan görüldüğü gibi içi de güzel midir? Sudan geçirmekle tütünün zararlı etkileri gider mi?

Türkiye kamuoyu sigaranın hastalık yapıcı ve öldürücü etkilerini çok iyi bilmesine karşın nargile farkındalığı bir o kadar düşüktür. Nargile bir tütün ürünüdür ve bütün tütün ürünleri gibi kanser, kalp ve damar hastalıkları, beyin damar hastalıkları, solunum yolu hastalıkları gibi pek çok öldürücü hastalığa neden olduğu bilinmektedir. Dumanı sudan geçmesine rağmen yüksek oranda zehirli maddeler içerir ve akciğer kanseri, mesane kanseri, ağız kanserleri gibi hastalıklara yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2005’te yaptığı bir araştırmaya göre bir saatlik nargile seansında çekilen duman hacmi 50 sigaraya eşittir. Nargile dumanı, çok yüksek oranda zehirli ve uçucu kimyasallar içerir. Nargile içerken çok daha uzun sürelere dumana maruz kalınır ve bu da KOAH olma riskini arttırır. Aromatik tütünlerde bulunan şekerin yanmasıyla ortaya çıkan toksik maddeler ve bunların nikotinle olan etkileşimi nargilenin bağımlılık yapıcı etkisini arttırır. Tütün endüstrisinin özellikle gençleri hedef alarak nargile tütünlerinde şekerli ve aromalı katkı maddeleri kullandığı bilinmektedir. Maksat tütünün içimini kolaylaştırarak genç damak zevkine uygun hale getirmek ve yanı sıra bağımlılık yapıcı etkisini arttırmaktır. Nargile ayrıca hepatit, tüberküloz, herpes (uçuk) gibi çok çeşitli bulaşıcı hastalığın yayılmasına neden olur. Ortak kullanımda “sipsi” diye tabir edilen değiştirilebilir ağızlıklar kullanılarak hijyen sağlanmaya çalışılsa da gerçekte bir hastalık bulaşma riski azalmaz. Çünkü onlarca kişinin nefes alıp vermesinden dolayı marpucun içinde ve duvarlarında bir mikrop ve bakteri tabakası oluşur ve solunum yoluyla bir kişiden diğerine geçer.

Özellikle futbol branşı dahil olmak üzere genç sporcularda nargile tüketiminin fazla olduğunu biliyoruz. Tütün yukarıda bahsettiğimiz olumsuz etkiler dışında sporcularda akciğer kapasitesini bozmakta, kas, kemik gelişimini etkilemekte, enerji metabolizması, protein metabolizmasını bozmaktadır. Bütün bu mekanizmalar hem sakatlanmayı etkilemekte ve yarışmacı sporlarda kişilerin performansını etkileyerek başarısız olmasına neden olmaktadır.

Amatör liglerden üst liglere transfer olmak isteyen bir sporcunun kendini kanıtlayabilmesi için hiç şüphesiz saha içinde çok iyi olması gereklidir. Rakibin karşısındaki en ufak yavaşlık mücadeleyi kaybetmesine neden olacaktır. Beslenmesine, uyku düzenine, çalışmasına dikkat etmeyen ve nargile içen bir sporcu başarılı olamaz. Bu disiplinin dünyadaki en önemli örneği hiç şüphesiz ki Cristiano Ronaldo’dur.

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün dediği gibi sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı önemlidir. Ancak günümüz şartlarında buraya beslenmesine dikkat eden, özel hayatına dikkat eden, eğitimli, disiplinli ve kötü alışkanlıkları olmayan sporcular eklenebilir. Hayallerini gerçekleştirmek isteyen sporcu gençler arenaya çıktığında başarılı olmak istiyorlar ise çok dikkatli olmalıdır.

Tüm gençlerimize sağlıklı, mutlu ve başarılı bir spor hayatı dilerim.