Futbol ve Sıcak Hava

Hepimizin bildiği gibi Türkiye Futbol Federasyonu korona virüs salgını nedeniyle ara verilen maçların 12 Haziran tarihinde kaldığı yerden devam edeceğini duyurdu. Normal şartlar altında Mayıs sonunda biten maçların Temmuz ayına kadar devam edecek olması sıcak havalarda futbolcu kalp sağlığı ile ilgili çekinceleri de beraberinde getirdi.

Futbol; aerobik ve anaerobik eforların sırasıyla kullanıldığı; sürat, kuvvet, çeviklik, esneklik, hareketlilik, denge, kas, kalp ve solunum sistemi dayanıklılığı, koordinasyon gibi faktörlerin performansa birlikte etki ettiği bir spor branşıdır. Bir maçta, elit düzeydeki oyuncular %80-90 maksimal kalp atım hızında ve ortalama 10 km koşar.

Sıcak havalarda oynanan maçlarda ve yapılan antrenmanlarda da oyuncular bazı sağlık sorunları yaşayabilmektedir. 2006 yılı Mayıs ayında Manisa’da oldukça sıcak bir havada oynanan maçta yerel takımın oyuncusu aşırı sıcağın etkisiyle fenalaşarak sahada çimlere yığılmış; bir İspanyol ligi takımının 22 yaşındaki futbolcusu aşırı sıcak nedeniyle kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmiştir. Buna benzer daha birçok örnek mevcuttur.

Yüksek yoğunluk veya uzun süreler içeren antrenmanlarda sıcak ortamlar, sporcuları çok daha fazla etkilemektedir. Sıcak ortamların sporcuda yol açtığı başlıca sıkıntılar kas krampları, sıcak bitkinliği ya da sıcak çarpmaları olarak kendini göstermektedir. Sıcak ortamlar, egzersiz sırasında gerçekleşen sporcu yaralanmalarını ve yorgunluğu daha da arttırır.

Sıcak hava futbolcuların kalp sağlığı ile ilgili bazı problemlere de yol açmaktadır. Sıcak çevrede ağır egzersizde kişinin tükettiği maksimum oksijen hacmi ve ısı 38-39 ºC’ye yükselir. Kalp damar sistemi, iş yapan kasların oksijenden zengin kan akımını korurken, aynı zamanda kalp atımı ile pompalanan kanın büyük bir kısmı ısı dağılımını sağlamak amacıyla cildimize gönderilir. Çevre ısısının yükselmesi ile kalp atım hacminin büyük bir kısmının deride göllenmesi ile kalbe dönen kirli kan miktarı azalır. Ayrıca egzersizde aşırı buharlaşma sebebiyle sıvı kaybının artmasına bağlı olarak vücutta sıvı azalması meydana gelir. Egzersizin devamı ile kalbe kirli kan dönüşün azalması nedeniyle kalp damar sistemi kasların ve derinin kan akımı ihtiyacını karşılamada zorlanmaya başlar. Bu dengelemede kalp dakikadaki atım hacmini korunmak amacıyla hızlanır. Egzersizin devamında tansiyon düşmeye başlar. Bu konumda kan basıncının normal sınırlarda devamı daha öncelikli olmaya başlar.

Bütün bu düzenlemenin sıkıntısız yapılabilmesi için sağlıklı bir kalp gereklidir. Eğer kalp damar siteminde problem var sahalarda ise ani ölüme kadar gidebilecek ciddi problemler yaşanabilir. Özellikle vücut sıvı hacminin düşmesi, tuz ve elektrolitlerin kaybı, tansiyon düşüklüğü, pıhtılaşma faktörlerinin artması ve ısı dengesinin bozulması ile futbolcularda bayılma, nefes darlığı, çabuk yorulma, performans kaybı, ritim bozuklukları ve nadir de olsa kalp krizi ile ani ölüm gözlenebilir.

Bu tür problemlerin önüne geçmek için amatör gruplar dahil bütün liglerdeki futbolcular için gerekli önlemler alınmalıdır. Futbolcuların düzenli olarak iyi bir sorgulama ve muayeneden geçirilmesi önemlidir. Özellikle korona virüsün gündemimizi meşgul ettiği dönemde futbolcu kalp damar sistemi sağlığı ihmal edilmemelidir.

Kulüplerin muayeneler dışında bu süreçte alacakları basit önlemler de riski azaltmada etkili olabilir. Hacmi 1 litreyi geçmeyecek şekilde hazırlanan sıvı, şekerli su, ballı su, komposto, limonlu çay, vb. antrenman ve maçlardan 30 dk öncesine kadar 10-15 dk aralıklarla azar azar içilmelidir. Antrenman ve maç boyunca 10 dakikada bir veya devre arasında 100-200 ml sıvı alınmalıdır. Antrenman ve maçlar sonrasında tartılarak sıvı kaybı kontrol edilmeli ve kilo kaybı varsa sık sık su içerek yerine konmalıdır. Çok sıcak günlerde antrenmanlar sabah saat 08:00-10:00 arası, akşam saat 18:00’den sonra yapılmalıdır.  Sporculara sıcak bitkinliğinin erken belirtileri ve oluşabilecek şikayetler öğretilmelidir. Giysiler hafif, az ve açık renklerde olmalı, ısı geçirmez giysilerden uzak durulmalıdır. Sıcak hava koşullarında, giderek artan süre ve şiddette egzersiz yaparak uyum sağlanmalıdır. 30ºC’nin üzerindeki havalarda çalışma süresi çok kısa tutulmalıdır.

Bütün futbolcularımıza sağlıklı ve başarı dolu günler dilerim.

Prof. Dr. Hasan Güngör

Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı